Aşağıdaki Mirze Alekber Sabir’in GORXURAM şiirinden bestelenmiş Azeri türküsüne (Vezir Parmağı filminde kullanılmış) göz attıktan sonra yazacaklarıma geçebilirsiniz:
Bu parçadaki KORKİREM korkusu olasılıkla bir erkeğin bir kadına teslim oluşunda olduğu gibi, yeni bir dinin evrenine girmenin korkusu. Artık bu evrene girilmiş, ama taşlar yerine oturmamış. Türkünün ruhunda bulunan korkudan fazla olan müstehzi aşağılama yeni dini kabullenme biçiminin eleştiri ve yadırgaması. Yadırgama dediğim gerek birey olarak kendindeki, gerek sosyolojik olarak toplumundaki, yandaşlarındaki din yaşayışına ilişkin. Kötülemeyle ilgili karşılaştırma ölçüleri eski dinin (inancın) en zor, en kötü ögeleri: Gulyabani, cin, can, hortlak, sırtlan, tufan vs.. Kükremiş aslan karşılaştırma abartı dozunu sağlamlıyor.
Bilindiğe karşılık bilinmedik Yeni’nin korkusu ve açılımı.. Parçada asıl kastedilen, benim andıklarım olmadığı halde bu taraftan okuyup alımlamak güzel olabilir. Türklerin ve yeni dinlere açılma eşiğinde ulus veya halkların anlaşılmasında.. Bir yanda yeni-dinin-yobazı olmak (eskiler unutmak istediğim anılarımdı’cılar, bir an önce yeni evrenin onayını alma peşinde tutucu aceleciler), öte yanda bir türlü eski’den vaz geçemeyip yeni’yi de tam reddedemeyişin (Alevilik, tasavvuf, çoğu tarikatlar) çelişduyarlığı.
Softa eleştirisi (bile) bütünüyle yeni dinle ilgili ambivalans (yani çelişduyarlık). “Şaman şaman yaşayıp gidiyordum, bu yeni dine nerden dadandım, Allahım Tanrım?”
“Allahım Tanrım” ikilemesini kafamdan uydurmadım; ikircikli ruhları göstermek üzere doğrudan kendi çocukluğumdan ninemin sözleri. Dedemin küfür tercihi ise “anunu gök dinini!” tarzında bir eski din kayması içeriyordu. Beri yandan annemin söz arasında “ağır mübarek günler” demeyle kastettiği ise bir başka ikilem ve ikili yaşayış sayılmalı: Birinci ağır mübarek gün, perşembe akşamından hükmü başlayan CUMA; müslüman günü. İkinci ağır mübarek gün, Likya bölgesinin önceki sahibi ve bir zamanlar güncel komşular olan Rumların kutsalı PAZAR günüydü. Annemin terimi, eğer din değiştirip kamufle olma ikilemini değilse çok derin bir komşu saygısını içeriyor. (Sayıca ihmal edilir azınlıkta oluşla Yahudi cumartesi liste dışı kalmış.) Ağır mübarek günlerin ritüeli hepten pagan bir eylem: Ağır mübarek günlerde ataların, ölmüşlerin ruhuna varsın diye tobanlarda günlük buhuru yakılır, benzersiz kokusu havaya dağılır. Hıristiyan kilisesinin dumanlı buhurlu ayinleri de kökence pagandır. Homeros’un eski Yunanını doğrudan anımsatıyor: Macera bitimlerinde kahramanlar adak veya kurban keserler, şölenle yerler, eşitçe dağıttıklarından yakınmazdı hiç kimse. Kurban etlerinin ocakta pişirilmesiyle yükselen kokulu dumanlar Olimpos tanrılarını hoşnut ederdi. Tanrılar böylece yatışır, gönenirlerdi. Onun gibi.
Bana da gönderdiğin için teşekkürler. Özellikle tasın hikayesi ve korkirem çok hoşuma gitti. Türkünün sözleri günümüzle nasılda uyuşuyor.
BeğenBeğen