BORDERLİNE KİŞİLİK NOTLARI

BORDERLİNE/SINIR KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ Güçsüz ego: Projeksiyon (Yansıtma) Yansıtmalı özdeşim İnkar Bölme (Yarılma, splitting) Nerede kontrol varsa orada yansıtmalı özdeşim, nerede yansıtmalı özdeşim varsa orada kontrol vardır. Kontrol; “O adam kötü olduğundan, kendimi korumak için kontrol zorunlu,” diye hisseder. Kendilik (self) sınırları, kendilik elementleridir kontrol edilen ve yansıtmalı özdeşleşilen. Borderline hastaların çoğu çoğunlukla nerede olduğunu bulamaz.“BORDERLİNE KİŞİLİK NOTLARI” yazısının devamını oku

ŞAMANİZM – Dr. Ali BABAOĞLU

Şamanizm Semineri: Şamanlığın dağılım alanı: Orta Asya, Sibirya halkları Maya-İnka uygarlığı (Karayipler, Haiti dahil) Şaman büyücü değildir. Şamanlık bilgileri öğretilemez. Şaman doğulur. Şaman olacak çocuk doğumunda ya da ilk yaşlarında belli olur [Olacak oğlak bokundan belli olur.] Örneğin şaman geri zekalıdır, kafadan sakattır. Ya aptal doğmuştur, ya ya da en geç ilk gençlikte attan, ağaçtan“ŞAMANİZM – Dr. Ali BABAOĞLU” yazısının devamını oku

MODERN KARINDEŞEN JACK UNTERWEGER

Ömür özeti (16 ağustos 1950 – 29 haziran 1994) olan uluslararası seri katil, fahişe terminatörü. Hem Avusturya’da hem USA Los Angeles’ta çoğu fahişe olan kurbanlarının sevgilisi katili. Batı Almanya, Çekoslovakya’da da var. Toplamda 12-15 kişiyi öldürmekten zanlı/sorumlu. Yazarlık yeteneği de varmış; yazar, gazeteci, oyun yazarı, garson. Ömür boyu hapse çarptırılmasından 9 saat sonra kendini ası“MODERN KARINDEŞEN JACK UNTERWEGER” yazısının devamını oku

KESİK KESİK YAS

Kalk Lali hanım Kızın öz cana kıydı Bütün çocuklar şaşkın İyiliklerin Tuba gölgesi ya Hatan çöllere kavuştu Kocan kıvrıldı sessiz Biz böyle kurduk biz kapanını Her hırs dağda solurdu Kuru kız varamadı sevsin Nuh’un çanağı kaynaşır kuru Korku şiddet yarışır Bir ucu içine gömüldü Büyüğün Apo isli direk karardı Ortan Orhan şarabın koynu Beslemen konuğun“KESİK KESİK YAS” yazısının devamını oku

ANABASİS PRAG

ANABASİS ÇELİŞKİSİ  Demokratik savaşta, en iyi savaşçıyı isim yazma oylamasıyla seçme uğraşında asker-yazar Xenophon’un maceracı askerleri en birinciyi bulamamışlardı. Çünkü herkes, en iyi savaşan olarak kendini birinciye yazmıştı. Orada bir başka sonuç bulunabilmişti: “En iyi savaşan ikinci kişide herkes hemfikirdi.” İmdi, burada bir olgu var. Bir de yorumlanacak konu. Anabasis çelişkisi şöyle: Xenophon’un askerleri bu“ANABASİS PRAG” yazısının devamını oku

İKİ ESKİ DÜŞ

12 Ağustos 2001 Pazar H’yle (ilk eşim Hacer) tanıdığımız yaşlı bir çifti ziyarete gitmişiz. Gittiğimiz kasaba gibi bir yer. Evleri kerpiç gibi. Ahşap ağırlıklı. Daha uyuyor olduklarını biliyoruz. Alt kapıdan girip merdivenleri çıkarken, merdivenlerde çivilerle tutturulmuş tahta, biçimsiz bir parça dikkatimi çekiyor Tekmeyle bunu çıkarıyorum, atılabilecek bir şey ama atmıyorum, yukarıda ayazlığa bırakıyorum. Kapıyı gıcırdatarak“İKİ ESKİ DÜŞ” yazısının devamını oku

Tanrının Maskeleri – Joseph CAMPBELL

Tanrının Maskeleri’nden serbest alıntılar… Baba ilk düşmandır ve her düşman, babanın imgesidir. Gerçekten, öldürülen her şey baba olur. (Burada) yalnızca kadir-i mutlak olan babaya, keşişliğe, puritanizme, platonizme, evlenmeyen ruhbana, eşcinselliğe giden yoldayız. – Rüya senin kafanda mı? – Ben rüyadayım, o benim kafamda değil. Rüyadayken yatakta olduğunu bilmezsin. Yürüdüğünü bilirsin: rüyadasın. Yataktasın ama bunu bilmezsin.“Tanrının Maskeleri – Joseph CAMPBELL” yazısının devamını oku

Anoreksiya Nervosa – Hilde BRUCH (1970)

Beden anababaya aittir. Beden işlevlerini bile denetleyebildiğini hissetmez. Mükemmel kız görüntüsünün alında derin değersizlik duyguları vardır. Temelde çocukla annesi arasında baştaki ilişki bozuktur. Anne çocuğu çocuğa göre değil, kendi gereksinimine göre beslemiştir. Çocuğun istekleri değer verilen tepkiler almazsa kendilik (self) duygusu sağlıklı gelişmez, çocuk kendini özerk bir sistem değil, annenin uzantısı gibi hisseder. Kişilik kazanamaz.“Anoreksiya Nervosa – Hilde BRUCH (1970)” yazısının devamını oku

HAKİKAT OYUNLARI Yalanlar Para ve Psikanaliz – John Forrester

• Hakikatin öbür yüzü olarak hata ve cehalet, yalanlar kadar ilgi çekici ve tehditkar değildir. • Olduğundan başkalık niçin yanlıştır? • “İnsanın sözle tanımlandığı bellidir, ve söz yalan olasılığını da beraberinde getirir ve yalan -Porphyri’nin yüksek müsaadeleriyle- gülmekten çok daha fazla insana özgü olan bir şeydir.” Alexandre Keyre • Yalan, gülme gibi, ezilenlerin gözde silahıdır;“HAKİKAT OYUNLARI Yalanlar Para ve Psikanaliz – John Forrester” yazısının devamını oku

PSİKOTERAPİ ÜZERİNE

Aynı dertli sıkıntılı arayıştaki başvurana yordamına, kuramsal temele, mesleğe bağlı olarak danışan veya hasta denir, denmektedir. Kabası olan hasta demeyi şöyle yumuşatalım: Hepimiz biraz hasta, biraz deli değil miyiz? • Yardım edici bir kişiyle yoğun, duygusal yüklülük içeren, güvenli bir ilişki. • Hastanın sıkıntısının nedenini içeren bir açıklama rasyoneli ve acıyı dindirme yöntemi. • Psikoterapi“PSİKOTERAPİ ÜZERİNE” yazısının devamını oku

EVLİ ERKEKLE AŞK

Evli erkekle ilişkideki kadın bazen erkeğin ailesini koruyuşunu onu koruyuşu gibi benimsiyor. Erkeğine evliliğini anlattırması, dış kadını evliliğin gizli ortağı yapabiliyor. Bazı ikinci kadınlar eş ya da aile ya da çocukla ilişkinin düzeltilmesi, ilerletilmesini misyon ediniyor. Bu belki arzu doyumuna karşı vicdan ödünüdür, borç ödemesidir. Bazı ikinci kadınlar tam birer femme fatale’dır, onlar yaşamlarını savaş“EVLİ ERKEKLE AŞK” yazısının devamını oku

TEKİNSİZ MUTLU RASTLANTI

En zoru ilkiydi, bana göre ilki. Kendi köyümde fotoğraf gezmesine çıkmıştım. Nasıl görünüyorlar diye her kareyi sıcağı sıcağına makinede görme arzum var. O yüzden karelerimi siyahbeyaza kolay kolay sonradan çevirmem, çektiğim tonu nasıl istiyorsam o an belirlediğim haliyle kalır. Bir kaya kitlesine bakarak çektiğim kareyi kontrol ederken birden irkildim: Orada bir çift göz bana bakıyor.“TEKİNSİZ MUTLU RASTLANTI” yazısının devamını oku

AKIL HASTANESİ DÜŞÜ

Düşümde birçok kapalı servisin akıl hastası tedavilerini göstermeye isim listeleri var. Gözlem defterleri isimlerden ibaret. Hatta bazı defterler kare not kağıdı çapında, ama cilt cilt kalın kalınlar. İsmail Güzelsoy yerine İsmail Güzelyaşlı adını seçebildim. Tanıdık, askerlikten. [Burda bir köşeli ayraç: Düşü kaydederken kaç kez üstünden geçtiğim halde asıl gördüğümün askerden tanıdığım olanın Ali Güzelsoy olduğunu,“AKIL HASTANESİ DÜŞÜ” yazısının devamını oku

YER KILÇIK SU BALIK

Çankırı Ilgaz’ın köyü Hacıhasan’da yetişen 30-40 kiloluk beyaz Hacıhasan lahanası ünlüymüş. Kelem diyarı yani lahana ülkesi gibi. Lahana kolay depolanır. Ocak ayına kadar tarlada durabilir. Serin ortam olsun yeter, soğuk havada gelişir. İnekler de lahana severler. Pek çok özelliğiyle pancarı andırır. Ilgaz’da istiridye mantarına kavak mantarı diyorlar. Kanlıca mantarı ise kendisinden baharatlı. Oralarda ‘Kurt işleyen“YER KILÇIK SU BALIK” yazısının devamını oku

HALAM VE DÜŞÜ

“Aşe? Bu alt ekstremite ne olacak?” Beyaz masa üstünde var gücümle cep telefonunu elimden düşürmüyor, programlarını, içeriğini temizleyip hızlandırmaya çalışıyorum. Masanın üstünde istemediğim bir kalabalık var(mış), ama bunun şalvarıyla masanın bir köşesine yatmış genç-orta yaşlı bir kız olduğunu geç fark ediyorum. Onu hem tanıyor gibiyim, hem tanımıyorsam gocunmuyorum. Yatsın varsın. Altına bir masa örtüsü koymuş,“HALAM VE DÜŞÜ” yazısının devamını oku

ÖZGÜRLÜK VE KADER – ROLLO MAY

Özgürlük sonsuz olarak kendini yaratır, kendi kendini doğurur. Özgürlük, gördüğümüz gibi, kendi doğasını aşma yetisidir – çok kullanılan aşmak sözcüğünün gerçekten uyduğu bir olgudur bu. Rollo May – Freedom and Destiny Kader kavramı öfkenin yaşanmasını gerekli kılar. “Hiç öfkelenmeyen” bir kişi, emin olabiliriz ki kaderle hiç yüzleşmemektedir. Batı dünyasında bizler özgürlüğü bireysel bir kendini anlatım“ÖZGÜRLÜK VE KADER – ROLLO MAY” yazısının devamını oku

CİN ANILARI

Kimden duyduysam artık.. Müslüman Türk köy ebesini günün biri cinniler doğuma acil çağırmışlar. Ebe ne’tsin? Mecbur sanatını yapacak, gitmiş. Cinniler ısrarla ‘bize oğlan çocuğu buldur, o zaman ne dilersen dile, kız buldurursan bizden buldun beleyi say,’ diye baskı yapıyorlar. “Çocuk bulmak”, çocuk sahibi olmak için bizim Fethiye’de söylenen kalıp. Çok iyi ve basiretli bir adlandırmadır.“CİN ANILARI” yazısının devamını oku

BÜYÜK KOPUŞ

İsa ona, ‘Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama insanoğlu’nun başını yaslayacak bir yeri yok,’ dedi. (Matta 8:20) ***İnsanoğlu/ademoğlunun tarihsel/evrimsel ilk cenneti belki de hayvanlar alemiydi. Yani hayvanlardan bir hayvan, sibernetik, an bilgisiyle yaşayan bir canlı. Kendinin değil anın gerekirinin bilincinde.. Sonra zeka, ego, elmayılan sarmayılan ne olduysa oldu, insan içinde yaşadığı (içinden çıktığı) cennetten kovuldu.“BÜYÜK KOPUŞ” yazısının devamını oku

KÖPRÜLÜ İNTİHAR

Boğaz köprüsünden atlama intiharının özel bir/birkaç özelliği olmalı. Akışı sürüşü olan suya, Hayat Anaya dönüş. Kendinin akamadığı itirafı. Bedenini bırakmanın en az saldırganlık ve enerjiyle oluvermesi. Her iki kıtanın gözü önünde düşerek, bütün çevre ve toplumu suçlama, suçu tabana yayma. Yanı sıra medyatik itiraf. Bazen “Atla! Atla!” medyatik mahallevari baskı. Bir tür makinalı-tekil-özkıyım-merkezi olarak Boğaziçi“KÖPRÜLÜ İNTİHAR” yazısının devamını oku

İNTİHARA VEDA

İntihar mektubuna bakınca, Dr. Mustafa sanki durmazmış, kafasını ölüme ayarlamış gibi geldi, ama bilinemez. Üzüldüm, ona saygı duymaya çalışıyorum. Önemli kayda değer bir ruhsal acısı, klinik sorunu yoktuysa, felsefi yokoluş hakkını topluma dayatmayı seçmiş olabilir. Fiilen kullandığı hakka, üzülerek saygı duyuyorum. İşyeri zorbalığı filan yaşadıysa ölümünden sonra işyerinde işler gözden geçirilmelidir. Kaybettiğimiz Dr. Mustafa, özellikle“İNTİHARA VEDA” yazısının devamını oku

İLİŞKİLER CEHENNETİ

Yakındaki tepişir, uzaktaki öpüşür. Akrabanın ettiğini akrep etmez. Hısım, etini yer kısım kısım. Kardeş kardeşin ne öldüğünü ister ne onduğunu. Kuma kumaya pamuk atar, elti eltiye taş. Kuma gemisi yüzer, elti gemisi batar. Gecenin işine gündüz güler. Eşcinsel veya LGBTİ kültüre saygılı ama kısmen dışında olup o evreni az tanıdığımdan, gözlediğim bildik basit kadın erkek“İLİŞKİLER CEHENNETİ” yazısının devamını oku

TÜRKLERİN GENEL DÜŞ YORUMU

A) Gece götün açıkta kalmıştır. (En genel ve pratik birinci ilke) B) Hayırlara varsın. (Teğet geçme ilkesi) C) Hayırlıysa düş, hayırsızsa boş olsun. (İyilikseverlik taklidi yorum) Ç) Ölü görmüşsen ömrün uzayacak demektir. (Tırsak yorum) D) Her gördüğünün tersi geçerlidir. (Pratik ve tembel yorum) E) Çıplak erkek görmek kadın ölüye, çıplak kadın görmek erkek ölüye işarettir.“TÜRKLERİN GENEL DÜŞ YORUMU” yazısının devamını oku

DUM DUM DOM

Ben ki vadiyi kanla sulayanlardanımAşık olanlar da bizdenGeldi çekilme günü, ölenden gördümİnatçı toprakla sığır sütüne dönmeninHepsi alver yapmaya başlasınYaktığım evlerden sormayanlarYarın benden suladığım suyunGüdülmeyen evladın çünküsünü sorsunlarGene yumruğumu yiyeceğim. Bir bir ağaç kabuklarınıYengemi kızıl dereden komşum sürdüDağ ormana-Vadinin eriği cevizine atışla dolandıAçlıkla sınadı zaman kahraman olmayaDeğilce değilce sürüldümYangını söndür koşa koşaİçine bak kuytuda, düşne rüyadaKurtul“DUM DUM DOM” yazısının devamını oku

HIZIRCA

Tek kişiydiler. Önce yattılar, sonra kalktılar, sonra musallat oldular. *** Günahkarcasına suçlu, eve dönüyordum. Aklımda kırk tilki kuyruk yarışındaydı. Varsa yoksa planlarım, tasarılarım.. Tam alt geçidi aşıp caddeye dönüyordum ki, bağlantı yayında, benden önce duraklamış bir Kangoo’nun önünde, yarısı kaldırımda, yarısı caddeye uzalı bacaklarıyla devrik bir adem gördüm. Hiç de doktor refleksi filan demem, istemezsem“HIZIRCA” yazısının devamını oku

ÖPÜŞME GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZERİNE – Adam PHİLLİPS

• “Yolcular kabul etseler de etmeseler de ölüme doğru seyahat etmektedirler.” Freud • Annesini fazlasıyla beklemiş olan bebektir ölüme doğru seyahat eden; çünkü başında kimse olmayınca bebek bedenin yalnızlığına hapsolmuştur. • “Özne hep talep etmekten başka bir şey yapmamıştır; aksi takdirde ayakta kalamazdı; bizlerin yaptığı sadece işi kaldığı yerden sürdürmek.” Lacan • Analitik ortamda tekrar“ÖPÜŞME GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZERİNE – Adam PHİLLİPS” yazısının devamını oku

İL GATTOPARDO / LEOPAR (1963)

[30 Aralık 2013] Salina Prensi Fabrizio, küvetten çıkışta bedenini pedere kurulatırken:“Beden çıplaklığının ruh çıplaklığına göre daha masum olduğunu bilirsiniz. Lütfen daha sıkı kurulayın. Hem sözümü dinleyin, siz de bazen banyo yapın,” mealinde konuşur. “Yaşım bir kolon gibi başıma iniveriyor.” “Aşk altı ay yangın, otuz yıl kül. Ben de aşkı bilirim.” Garibaldi devrimiyle birazcık yükselen yeni“İL GATTOPARDO / LEOPAR (1963)” yazısının devamını oku

ŞÜKRE EVETİNE EVET

Şükre/şükrüye reddiye düzene yanıt ve kucaklamamdır: Canı isteyen ve gerek duyan herkes doğruyu söylemekte özgür görevli. Haksızlığa karşı doğruyu bağırsın, hatta doğruyu değil arzusunu haykırsın. Bütün haykırmalara karşın yine de her doğan, “bir çift” nefes alan (bir soluk alan, bir soluk veren) herkes o ilk nefesle yaşamın bütün acılarını haklamış denklemiş olur, zorunlu kâra geçmesi“ŞÜKRE EVETİNE EVET” yazısının devamını oku

SİLAHIMA VEDA

Her nasılsa, pertavsızın hep piştov gibi bir silah olmasını düşlemişimdir. Değilliği benim için büyük düş kırıklığı oldu. Tabanca koleksiyonuna, silahlara veda. Domdomlular, adaptörlüler hurdaya gidecek. Bunlar casus kuşumdan dökülen kehanet gibi bölük pörçük bilgiler. Bende kendisine yakın silah bilgisi olmadığını göz önüne alsa, dikkatlice anlatmanın hiç zevki kalmayacağı belli. Nagant Rus toplu tabancası. Sistemi Usa’daki gibi. Double action“SİLAHIMA VEDA” yazısının devamını oku

SEV SEVME SEVİLMİŞ OLACAKSIN

Tanrı veya Kadın: “Sevmesen ölürdün, sevdin yine öldün.” Erkek: “Sevmesen ölürdüm, sevdin yine öldüm.” Kadın:” Sevmesem ölürdün, sevdim yine öldün.” Es soru: Bu üç bilinmeyenli denklemde seven kim, sevilen kimdir? İpucu: Görecelik yasaları gereği, sevilen sevmeyendir. El cevab: Her durumda seven ve siken Tanrıdır (sevilen kadın ve erkek). Bu konuda ve hemen her yerde kadın“SEV SEVME SEVİLMİŞ OLACAKSIN” yazısının devamını oku

DİL DUAM – HOYDA EDEBİYAT

Acaba siyaset-politika şiirin veya edebiyatın bir kolu mu olsaydı? Veya dans veya tiyatronun? O zaman dans! Var mı edebiyat gibisi? Kimseyi zorlamadan, adım adım, sayfa sayfa olurunu alarak, nasıl da hem zifiri karanlık mağaraya, hem dış uzaya, hem ışığın aşığın gözüne çekebilir.. Sanat, özellikle edebiyat azıcık da papağan gibi tekrar, hatta zikirdir. Öte yandan edebiyat“DİL DUAM – HOYDA EDEBİYAT” yazısının devamını oku

FEMİNA FEMİNİ LUPUS

Erkek erkeği anlamaz değil anlar ve dost olabilir. Erkek dostluğu olur, ama kadın dostluğu zor olur. Kadın kadını anlar ve karşısında pozisyon alır, kendisi kalmaya devam eder. Öteki kadına arka çıksa da kendi pozisyonunu kaybetmez. Kadın dostlukları her zaman kadının bencilliği, benlik bilinci ve çıkarına göre parçalanma, rafa kalkma tehdidi altındadır. Kadın kadına yani kadın“FEMİNA FEMİNİ LUPUS” yazısının devamını oku

AŞK MOTORU

“Aşk yapılan motor” olarak da akla gelebilir. Ben artçıyla sürülmesi aşkı, aşk ilişkisini çağrıştırdığı için motorsiklet ve sürüş deneyimine aşk motoru diyorum. Motorsiklette sürücü ile artçı çifti olarak yol almak her bakımdan değilse bazı bakımlardan aşka, ilişkiye benziyor.. Örneğin her iki kişi de yolda gördük yaşadıklarını birbiriyle paylaşmak istiyor. Bağırarak konuşsalar da susuyormuş gibi sesleri“AŞK MOTORU” yazısının devamını oku

MOTORLAR

TRANSKALP Honda Transalp’in efsane olması bir yana özellikleri sonraki modellerle doldurulmadığından ciddi boşluk doğmuştur. Honda motor Translap’i geri getirmek, diriltmek zorundadır. Transalp’ime başka bir isim içime doğdu: Transkalp! Zaten benim ilk Transalp’im arkadaştan ve sarı jantlı 50. yıl hatıra modellerinden bir gümüş gri Transalp’ti. Yani Alpgeçen. Hemen bir yıl sonra Parliament gece mavisi bir XL“MOTORLAR” yazısının devamını oku

MOTORSİKLET AŞKI

Ortağım Serhat’la 76 model bir R90S sportif karbüratörlü ortak BMW motor almıştık. 1996 gibi. 2-3 ay bindikten sonra motorcu jargonuyla yatak sardı. Sağlığında bir motorsikletten çok yarım araba gibiydi, yolun da yarısını kaplardı. Yanlardan çıkan kalın koca boynuzları vardı. BMW’ye binip motor sürmek dünyanın en rahat koltuklu tırıyla gösteriş yapmak gibiydi. Sadece sesini dinlemek için“MOTORSİKLET AŞKI” yazısının devamını oku

BİSİKLET YILI

Çocukken sadece benim değil belli başlı arkadaşlarımın da bisikleti yoktu. İlk bisiklete binen Muğlalı arkadaşım Hayati öncü ruhluymuş, sonra mahalle muhtarı oldu. Ben İstanbul’a parasız yatılı deplasmana çıkınca iyice gecikti. Edinmesi değil, öğrenmesi de gecikti. Edinmek için okulu bitirip memuriyete başlamam gerekecekti. Geç kavuşulmuş bir heves olduğu için ilk bisikletime, tecavüz veya işkence eder gibi“BİSİKLET YILI” yazısının devamını oku

CRİ DU CHAT ya da HAYDUT KRİMİNİ

Bizim eve hanım sokakta telef olmak üzere yeni doğmuş bir kedi yavrusu getirdi. Annesi olan sokak kedisi daha büyümeden erkek kedilerin tecavüzüne uğramış, en kabadayısı 1 yaşındayken bu yavruları doğurmuş. Doğan 3 yavrudan biri galiba ölmüş, biri güçlüce, mahallenin çocukları sütle mütle ayağa kaldırmışlar. Anne bir süre sonra ortadan kaybolmuş. Zaten çocuk anne, o da“CRİ DU CHAT ya da HAYDUT KRİMİNİ” yazısının devamını oku

CÜMLE FELSEFESİ

Cümleyi felsefi bir şeye benzetsek… Nokta (.) ölüm. Virgül (,) ile noktalı virgül (;) sevinçler, mutluluklar. Cennetimsi ara dönemler. Aralarındaki ince farkları tam yerine koyamadım. Ara tireler yani (-) sürprizler, kriz dönemleri, yani dönemeçler. Ünlem (!), herkesin bildiği: nida, öfke, şaşkı, hatta düş kırıklığı. {Parantez} demeyip (ayraç) dememiz gerekenler yaşamdaki sırlarımız, açılacak ama gönülsüz olduğumuz“CÜMLE FELSEFESİ” yazısının devamını oku

MOTOR KAZALI DÜŞ

Düşümde Serhat ile Alp’e benzeyen irice ve uzun bir motorsikletçi teknik, sürüş hakkında konuşuyorlar. Bense galiba kaza geçirmişim, motorsiklet kazası. Artık ayaktayım, yalnız bir daha motor binip binmeyeceğim şüpheli. Kaza geçirenlerin hep kafasındadır ya; olay nasıl oluşmuştu, aşamalarını anımsamaya çalışıyorum. Aynı zamanda ‘benim suçum değildi, tesisler, yol, karşıdaki suçluydu,’ araştırması bu. Eğimli ve şehir içi“MOTOR KAZALI DÜŞ” yazısının devamını oku

KAYIP ZAMANIN İZİNDE -Marcel PROUST alıntıları

Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde • Kesin kararlar, daima, süreklilik arz edemeyen ruh halleri yüzünden verilir.• Sevdiğimiz kişiyi bir daha hiç görmek istemediğimizi söylerken tam anlamıyla içten değilizdir, ama görmek istediğimizi söylesek de daha içten olmayız.• Hepimiz, artık sevmediğimiz zaman, biliriz ki, unutmak, hatta bulanık hatıralar bile, mutsuz aşk kadar ıstırap vermez.• Belki boş yere“KAYIP ZAMANIN İZİNDE -Marcel PROUST alıntıları” yazısının devamını oku

ORADA OLMAK

ŞANS: ORADA OLMAK SORUMLULUK: ORADA OLMAK     Hem şans hem sorumluluk orada olmaktır. Şanssızlıkla birlikte şans. Tipik örnek Adalet Ağaoğlu: Adalet Ağaoğlu günün birinde Sarıyer-Yeniköy’de sırtı caddeye, yüzü Boğaza bakacak şekilde oturup seyrediyormuş. Tam o dilimde bir minibüs mü ne caddede kaza yapıyor, çarpışıyor, araç takla atıp göktaşı gibi Adalet Ağaoğlu’nun başına düşüyor. Yazar ölümden zor“ORADA OLMAK” yazısının devamını oku

KİLLER’S KİSS / KATİLİN BUSESİ – Stanley Kubrick (1955)

Önce giriş için, katilin iki eylemini farklı muhataplar üstünde gerçekleştirdiğini, bunda bile bir tür sanat bulmanın ustaya saygı gereği olduğunu anımsayalım. Yoksa doğal akıl katilin öldürdüğünü öpeceğini, veya öptüğünü öldüreceğini varsayıyor. Filmin ana karakteri boksörün boynundaki atkı çok sonra Kadir İnanır’ın boynuna dolaşacak ve ölümüne (kariyeri boyunca) ayrılmayacak. O bakımdan boksörün el çabukluğu ile kaşkolu“KİLLER’S KİSS / KATİLİN BUSESİ – Stanley Kubrick (1955)” yazısının devamını oku