Osuruk bokun [osurmak sıçmanın] habercisi, ön ödemesi ve kefilidir.
Korku osuruk gibidir; senin içinde olduğu sürece henüz acil değil.
Ruh osuruk gibi, osuruk kadar. Bir bedenden çıkar, kaç tane burna girer, gene de varlığından emin olunamaz, bilinemez. Ruh, radyoaktif madde, değişken. 21 gram çekmiyor. Bir var bir yok, bir ışıldak bir karanlık.
“Osuruğa gülenin osuruk kadar aklı varmış,” der köylüler, ama osuruk ve bok muhabbetinden hiç bıkmazlar. Uygarlık, temizlik talebiyle bokumuzla dahi bağımızı kesti, kesmeye çalışıyor.
Ailemde babamın dilinden, bilmecemsi osuruk tarifi: “Kınaybıca ezivyon” [kına gibice eziveriyorum]. Bizde babamın da benimki gibi osuruğu çok kokardı. Anam babama şaka yollu “Benim endee gibi [osuruklu] götüm olcak, donun içine bile gatmam,” derdi. Anam uzun ayrılıktan sonra evine kavuştuğunda merhaba niyetine “Osurduğum sıçtığım kel evim” demek yerine bazen “Abu gadın evim!” der, çok benzer bir kullanımdır.
OSİP RETARD:
Yumuşak, havalı kırlente yedirilmiş osuruk.
Osurup, osuruğu kırlentte hapsedip el bombası gibi hedef kişiye atarsın; yastığı koklayınca onun içinde patlar. Kırlenti koklamak olayın merak unsuru; bilim galip gelecektir.
Neden Osip? Yusuf Yusuf’tan Osip.
Genel cerrahide, bir ameliyatın başarılı tamamlanması için dört gözle beklenen haber/onay, “Gaz gaita çıkarmak”tır. Osuruk, bok, başka hiçbir sosyal durumda bu kadar onaylanmaz, müjde olarak beklenmez. Nur topu gibi osuruğunuz oldu. Köyün münzevi feylesofu, çoban, bunu da düşünmüş, salık vermiştir ki “Irahat-ı beden, nasihat-ı çoban,” denile.
Bugün ben bir şey öğrendim; Norbert Elias’ın “Uygarlık Süreci” kitabının ilk cildinde bir bölümün osuruğa ayrıldığını.
Osuruk yazanın da osuruk kadar aklı vardır. Muhabbetin sözlü yazılı, yakından uzaktan, aktif pasif ayrımı yoktur. Osuruktan teyyare.