ZİRAİ SOHBET
– Karıncaları ilaçlıyorum.
– İlaçlama, onlar bereket. Hatta zenginlik habercisi.
– Kenarda uslu uslu dursalar orayı karıncalara kiralayacağım. Nerede duracaklarını bilmiyor frensizler. Çingen gibi gavaracı onlar. Bir de geleni gideni belirsiz, sayısız. Sürekli misafir, ne idükleri anlaşılmıyor. Kuyruğundan bakamıyorsun. Belli ki karışıklıktan kirayı da zamanında yetiştiremezler, güvenim yok. Hele bazısı gemi azıya almış, kanat takmışlar. Öldürmenin imkanı yok. Islak kağıt havluyla süpürdüm.
– Kinlenmesene, paylaşmayı bil.
– Ne işi var tezgahta? Oradan da cama devam ediyor. Katar katar.
– 10. kata kadar yorulmuyorlar mı? Ben de onu düşünüyorum. Kaç günde gidip geliyorlar?
– He, abla. Onları geçtim, esas 23. katta bir ufak yağmurda su baskını yemeyi yediremiyorum. Nasıl oldu anlamadım.
– Tövbe edeceksin.