ZİYARET DÜŞÜ

[3 Nisan 2013]

Motosikletle bir yerden Mustafa’ya bir şey götürüyorum, veya ondan bir şey alacağım. Galiba motorda arkamda bir kızı da oraya taşıdım. Mustafalara varıyorum, iki katlı bir dairede oturuyorlarmış. Vardığımda vakit biraz geç olmuş. Evde yatma toparlanmaları var. Konukseverler, ama alışkın olduğum şekilde gösteremiyorlar. Ben utanmayla karışık özenle içeri girip üst kata çıkıyor, alacağım veya bırakacağım şey neyse onu hallediyorum. Evde bir sürü kişi varmış. Adeta yataklar, divanlar dolmuş. Ayrıca birkaç kişiye yere döşekler serilmiş, oraya kıvrılıyorlar, aralarından geçip dışarı çıkmak üzere aşağı kata iniyorum.

Aşağı kat şaşırtıcı şekilde daha boş, sanki sadece Mustafa’ya ayrılmış. Eşyası da az, adeta yok. Mustafa koca salon gibi yekpare katta belki bir yer şiltesi üzerinde. Sandalye var, yastığı arkasına alıp uzandığı yerden gazete okuyormuş. Artık o da kendinden geçmek üzere. Sessizce ‘Mustafa!’ diye seslenmeye çalışıyorum, o zamancık uyumuş. Gazete yana sıyrılmış. Dikkatimi çekiyor. Mustafa’nın yüzü yaz bekarı veya haham gibi koyu, uzun, kıvırcık sakalla kaplı. Yüzü orijinal yuvarlaklığında değil, çene köşesi belirginleşmiş, daha kemikli ve zayıf bir suratı olmuş. Konuşamadan ev dışına çıkıyorum.

Dışarıda biri esmer/kumral, biri sarışınca iki kız motora hazırlanmama eşlik ediyorlar. Biri oraya getirdiğim kız, biri de Mustafalarda kalan bir konuk olabilir. Montumu giyiyorum, çizmemi, diğer motor hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyorum. Kızlar çok ilgili. Sarışın olanın hevesli olduğunu fark edip, ‘istersen seni bir tur gezdirebilirim,’ diye daha da iştahlandırıyorum. Galiba onlar orada kalıyor, yola tek başıma dönüyorum.

Dönüşte kahve gibi bir yere dalıyorum, konaklama gibi. İçeride yoğun bir kalabalık var. Gene gece. Bir platform üstünde yığılmış grup, bir de daha zeminde sandalye ve masalarda insanlar. Ben zemine ekleniyorum. İçeride bozguncu veya psikopat bir grup var, ortam gerilimli. Her an kavga başlatacak gibiler. Platform üstündekilerden biri, belediye başkanı gibi, sorumlu, ortam sahibi gibi biri kalkıp geliyor. Bozguncu grubun karşısına dikiliyor. Biraz bekledikten sonra ‘Ne yapalım, sizinle, içinizden biriyle dans edebilirim,’ diyor. Beter bir rezaleti önlemek için söylüyor bunu. Aşağılanmayı göze alıp sindirdiği anlaşılıyor. Kara grup yatışıp dağılıyor. Adam yorgun şekilde kalakalıyor. Adama, sanki bana hizmet etmiş gibi minnet duyuyorum. Ona teşekkür etme veya diğerleri adına özür dileme ihtiyacı ile bir şeyler söylüyorum. O sırada gözlerim yaşarıyor.

Mehmetİbish tarafından yayımlandı

Bu benim , içimden gelenleri, parmağımdan taşanları yazarak, gözümden dökülenleri fotoğraf olarak paylaşacağım, sevdiğim ve etkilendiğim filmleri yorumlayıp, favori kitaplarımdan küçük alıntılar yaparak edebiyatçılık, sanatseverlik havalarına gireceğim kişisel bloğum olsun.

Birisi “ZİYARET DÜŞÜ” üzerinde düşündü

  1. Daha 2013’te düşümde biliyormuşum, ama yorumlayacak cesaret ve aklım yokmuş. M’yı bir katta yalnız gördüğüme göre bu ayrılık veya boşanma. Onu gördüğüme göre aynı zamanda kendi boşanmamı görmüşüm sayılır, veya o biraz zorlama yorum olabilir. Düşün mesajını bilmek ve yorumlayabilmek olmazsa olmaz düzeyinde gerekmiyor, bir tür aşinalığın olması, geleceğe hazırlıklık olarak kendiliğinden işlevsel. Olayları çevirmemize yaramayan, yetmeyen önsezilerimiz, ölmediysek olayları sindirmemize, uyumlanmamıza yardım ederler.

    Liked by 1 kişi

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: