Kimden duyduysam artık..
Müslüman Türk köy ebesini günün biri cinniler doğuma acil çağırmışlar. Ebe ne’tsin? Mecbur sanatını yapacak, gitmiş. Cinniler ısrarla ‘bize oğlan çocuğu buldur, o zaman ne dilersen dile, kız buldurursan bizden buldun beleyi say,’ diye baskı yapıyorlar. “Çocuk bulmak”, çocuk sahibi olmak için bizim Fethiye’de söylenen kalıp. Çok iyi ve basiretli bir adlandırmadır.
“Bene mum getirin, mum getirin!” demiş o da. İstediği şey balmumu, arı mumu. Kudretten kız doğan çocuğun önüne bülük yatağına balmumu sıvayıvermiş.
Kadın artık ben gideyim diye izin istemiş, evine dönmüş. Cinniler sevinçle kendi obalarında kalmışlar. Ertesi gün çocuğu açıp bakıyorlar ki, bülük yatağında mınnık var. Başlarını elleri arasına alıp kara kara söylenmeye başlamış bizim cinceğizler:
“Eridi aktı, mum.
Sırıttı kaldı, am!”
Tabii iş her zaman orda kalmış değildir. Bazen cinler insanlara saldırırmış. Zaten tehdit edebiliyorlar. Bu cin taifesi “daş alama” köy ebesinin evini sarmış, yani taşa tutmuşlar. Cinnilerin genelde taş attıklarını bilgi olarak köylüler paylaşıyor. Kerçek, diyorlar. Hecepli (devasa, heybetli, bedav gibi) olanları varmış. Eski adıyla Döğer yeni adıyla Temelli olup, cinni saldırısından ve korkusundan sonra saç, kaş, kirpik namına hiçbir şeyi kalmayan Ramazan’ın babası da boylu posluyken, cinlerin yanında cüce gibi kalmış diyorlar.
Bir ek bilgi daha: Batı kültürünün hortlak/hortlama verilerine paralel. Vadesi gelmeden öldürülen, vurulan kişileri bazı insanlar o çevrelerde görürmüş. Taa, kendi normal vadeleri gelene kadar adamı/kadını rasgele görmeler devam edermiş. Olay mahalline doğru bağıra çığıra, belki ağlaya zırlaya yürüyor veya koşuyor donda görünürlermiş. Cinni gibi olmuş oluyor. Öldürüldüğü yeri ziyaret ediyor. Bizim sülalede de zamansız öldürülenler var, hayalini imgesini görenler kim, öğrenebilsem..