CÜMLE FELSEFESİ

Cümleyi felsefi bir şeye benzetsek…

Nokta (.) ölüm.

Virgül (,) ile noktalı virgül (;) sevinçler, mutluluklar. Cennetimsi ara dönemler. Aralarındaki ince farkları tam yerine koyamadım.

Ara tireler yani (-) sürprizler, kriz dönemleri, yani dönemeçler.

Ünlem (!), herkesin bildiği: nida, öfke, şaşkı, hatta düş kırıklığı.

{Parantez} demeyip (ayraç) dememiz gerekenler yaşamdaki sırlarımız, açılacak ama gönülsüz olduğumuz gizler. Saklarken de görünürlüğü artırabiliriz. Gizlilerin farklı önem ve sınıf kategorileri [var.]

Üç nokta (…) yeniden doğuş, öykünenlerin reenkarnasyon dediği. “Orkestra çalıyordu.” Böyle sürer gider, yeniden ortaya çıkar yapısı.

Zamir, özne cümlenin sahibi, her türden egolar. Cümlenin çeşitli özneleri ben egosuna gönderme yapar hep.

Gizli özne ise Tanrının temsil edildiği yer. Ayrıca edilgen yapıdaki cümleler de Tanrıya gönderme yapıyor.

En sona ana unsuru sakladım: Sözcükler acılar, mutsuzluk ve sıkıntıların karşılığı. Bu nereye gönderme yapıyor? Sanat yaşamdaki acılardan köken alır, ona gönderme. Bir cümle (tümce) tek sözcükten oluşabilir. O zaman da kural bozulmuş olmaz. Ana kaynak söz yani sözcük yani acı, mutsuzluk, hiçlik. Ama cümlenin bütününde, olabilecek her şey var. Sanat, tıpkı cümle gibi acıyla çerçevelenmiş olarak mutluluğu, ölümü, yeniden doğuşu içerir. Anlamlı cümle, devrik cümle, soru cümlesi, anlamsız/fazlalık cümleler bu yaşamın yaşanma türev ve olasılıkları. Var olan cümleninse gösterilen ve örtülen, zannedilen ve aslolan gerilimleri mevcut. Cümlenin bütünü söyleminden farklı bir şeyi açık edebilir, cümle kendini değilleyebilir.

Ya sessizlik ne olacak? Söylememek, susmak ne olacak? Bunlar cümlenin temsil ettiği her şeyden kurtulmayı, çerçeveyi kırmayı ve aşmayı temsil ediyor. Sessizlik yani zen, meditasyon. Yine de bir düşünürsek sessizliğin, boşluk ve hiçliğin tüm bu somut acılara, malzemeye gereksinim duyduğunu kabul ederiz. Hiçlik de varlığa işaret etmiş olur. Erken çocuk/luk tüm o unutulmuş kargaşanın ve aşmanın temeli. Anımsayamayacağımız, anımsayarak tüketemeyeceğimiz bir şeyi aşmaya, vaz geçmeye çeviriyoruz. Ne olursa olsun, sessizlik çok dengesiz bir denge. Benden duymuş olun.

Mehmetİbish tarafından yayımlandı

Bu benim , içimden gelenleri, parmağımdan taşanları yazarak, gözümden dökülenleri fotoğraf olarak paylaşacağım, sevdiğim ve etkilendiğim filmleri yorumlayıp, favori kitaplarımdan küçük alıntılar yaparak edebiyatçılık, sanatseverlik havalarına gireceğim kişisel bloğum olsun.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: